Fated to Love You Dizi İnceleme Yazısı

Resim
Umarım döktüğüm gözyaşları kadar mutlu olursun...     Herkese yeniden merhaba;     Bu yazımda sizlere kült kore dizilerinden biri olarak sayılan çin dizisinden uyarlanmış'' Fated to Love You'' adlı diziden bahsedeceğim.     Duygusal draması ve komedisi son derece güçlü olan dizi, 2008 yılında aynı ismi taşıyan Çin dizisinden uyarlanmıştır.Dizinin Thai, Kore ve Türk versiyonlarıda bulunmaktadır.           Dizinin Konusu;     Lee Gun, büyük bir şirketin başkanıdır. Kör kütük aşık olduğu bir kız arkadaşı vardır. Kim Mi Young ise son derece uysal bir genç kadındır. Çalıştığı yerdeki kişiler tarafından Post it (yapışkan kağıt) lakabı takılmıştır. Bir gün kazandığı bir ödül sonucu tatil ödülü kazanır. Kız arkadaşına evlilik teklif etmek için hazırlanan Lee Gun ile sarhoş oldukları bir akşamın devamında yanlışlıkla birlikte olurlar ve Kim Mi Young hamile kalır.      Dizi Hakkında; 2014 yılı...

The Call Filmi Analiz Yazısı

 

                Geçmişe geri dönebilseniz, en çok neyi değiştirmek isterdiniz?


Yeniden merhaba;

Hepimizin geçmişinde değiştirmek istediği bir anı, gitmek istediği farklı bir yol, söylemek istediği son bir söz vardır. Zihin dünyamızda, unutmak veya değiştirmek istediğimiz anıların üzerinde oynayabilsekte gerçek hayatta bunu yapabilmemiz mümkün değildir. Zihin dünyamız dışında bir de filmlerin o büyüleyici dünyası vardır. İmkansız görünen her şeyin bu evrende gerçek olduğu.. Bu postum da sizlere geçmişte değiştirmek istediği bir olayı telefonunun diğer ucundaki kişinin yardımıyla değiştiren bir kadının hikayesini konu alan''The Call'' filminden bahsedeceğim..



Film Hakkında;

2020 yılı gerilim / gizem türünde olan bu filmin yönetmeni Lee Chung Hyun'dur. 

2011 yılında vizyona girmiş aynı adı taşıyan, Sergio Casci'nin yazmış olduğu The Caller filminden uyarlamadır. 

Filmin senaristi aynı zamanda filmin yönetmeni olan Lee Chung Hyun'dur.

Filmin süresi 118 dakikadır.

Imdb puanı ise 7.2'dir.

Filmin başrollerinde; Park Hye Shin ve Jeon Jong Seo'dur.


 


Filmin konusu;

28 yaşındaki Kim Seo Yeon, hasta annesini ziyaret edip evine döndüğü sırada cep telefonunu kaybeder. Evinde bulduğu eski telefonu kullanmaya başlayan genç kadın bir gün tuhaf bir telefon alır. Bu telefonunun ucundaki kişi, bulunduğu evde 20 yıl önce yaşamış Young Sook adlı bir kadındır. Seo Yeon ve Young Sook yapmış oldukları telefon görüşmeleri sırasında sıkı arkadaş olurlar. Seo Yeon, Young Sook'tan geçmişteki bir olayı değiştirmesini ister. O da karşılığında Young Sook'un gelecekteki halini araştıracaktır. Öğrendikleri karşısında şoka giren Young Sook, Seo Yeon'u geleceğini değiştirebilmesi için tehdit etmeye başlar.


     Kim Seo Yeon ( Park Hye Shin)                        Young Sook ( Jeon Jong Seo)

.                                             
.                             

                                                        

Film hakkındaki yorumlarım;

Spoiler içermektedir..



Bu filmi bir tavsiye üzerine izlemeye başladım.İyiki de bekletmeden hemen izlemeye başlamışım diyorum Filmi izlediğim süre boyunca vakit ne ara geçti, filmin sonuna geldim anlamadım bile.

Park Shin Hye'nin dizileri dışında ilk izlediğim filmiydi ve gerçekten kendisini çok beğendim. Bazı kesimler tarafından oyunculuğu beğenilmese de bence ruhuyla oynayan, yetenekli kadın oyunculardan kesinlikle biri.

Canlandırdığı Kim Seo Yeo karakteri babasını küçük yaşta bir yangın sırasında kaybetmiş, annesinin ise ciddi sağlık problemleri olan dolasıyla genç yaşında hayatını tek başına idare ettirmeye çalışan, içine kapanık bir kızdır. Günün birinde aldığı aynı evi farklı zamanlarda paylaştığı bir kişiden gelen telefonla hayatı değişir.

 

Geçmişe dönmek isteseniz, en çok neyi değiştirmek isterseniz diye sorulsaydı eğer Seo Yeon'a cevabı, büyük ihtimal babasının yangında ölmesini engel olmak olurdu. Fakat, Seo Yeon'un babasının ölümü ile ilgili sahneleri izlediğimiz de durumun görünenden daha farklı olduğunu gördük. Seo Yeon patolojik açıdan iyi bir yalancı ve zarar verme dürtüsü yüksek olan bir çocuktur. Aslında babasına zarar veren annesi değil, bu suçu annesinin üstüne atmıştır. İyi bir yalancı olduğundan, kimse onun yalan söylediğini anlamamıştır. Bir süre sonra da benliğin sağlıklı kalabilmesi adına bu sahneleri unutmayı ve hatırlamamayı tercih etmiş veya bastırmıştır.

Yönetmeni burada cidden tebrik etmek lazım, filmi anlamak için cidden dikkatli bir şekilde izlemek gerekiyor. Beynim yandı :(



Filmin bir diğer karakteri olan Young Sook  ise telefonun diğer hattında olan 1999 yılında yaşayan genç bir kadındır. Filmde anlatılan haliyle beni en çok etkileyen karakter bu oldu diyebilirim. Young Sook'un filmde anlatılan hayatı gerçekten çok üzücü. Üvey annesi tarafından içinde şeytan var gerekçisiyle eve kapatılan genç kadın türlü işkencelere maruz kalmış ve en sonda yalnızlıkla tecrit edilmiştir. Bir kaç sahne sonrasında bu kızın aslında kişilik bozuklarına sahip ( Borderline, Antisosyal) olduğunu öğreniyoruz. Antisosyal kişilik bozukluğunda kişinin kendine ve etrafına zarar verme dürtüsü oldukça yüksektir. Bu durumda bana acaba evde üvey annesinin kendine yaptığı işkenceleri ve yaşadığı acıları, kendi zihninde mi kurdu ihtimalini getiriyor. 

Kendi gibi yaşıt olan Seo Yeon ile tanıştığı zaman arkadaşı olan Young Sook ve Seo Yeon arasında güzel bir arkadaşlık filizlenmeye başlar. Ta ki Yeo Seon, gelecekten onun hoşuna gitmeyen bir haber verene dek. Bu hoşuna gitmeyen durum Young Sook'un öldürme ve zarar verme dürtüsünü tetikleyen bir uyarıcı olur ve Yeo Seon'un yapacağı ilk yanlışta bu dürtü kendini gösterecektir. 



Seo Yeon'un dünyasına döndüğümüz de ise Young Sook'un işlemiş olduğu bir suçu fark eder ve aldığı bilgiler sonucu  Borderline kişilik bozukluğu ve Antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konduğunu öğrenir. Bu hastalıkların bir yansıması olarak şiddete ve zarar vermeye olan eğilimli ve tehlikeli yönünü fark ederek ondan gelecek telefonları açmamayı dener. Tabi bu uzaklaşma karşı tarafı daha çok uyarır ve zarar verme güdüsünü daha kuvvetli bir hale getirir. Ve aralarında çok tehlikeli bir oyun başlar.  

Young Sook, Se Yeon'un istediği şeyleri yapmadığı zaman verdiği tepkiler çok acımasızcaydı. Aynı zamanda verdiği bu tepkiler, Seo Yeon'un bilinçaltına gömdüğü bir gerçekliği de talihsiz bir şekilde ortaya çıkardı. Yukarıda da bahsetmiş olduğum, Seo Yeon'un annesi olan nefreti çocukluğundan geliyordu ve babasına zarar veren annesi değil, kendisinin olma ihtimali vardı Seo Yeon'un da tıpkı Young Sook gibi zarar verme eğilimi acaba aynı kişiler mi ihtimalini getirdi aklıma. Çünkü o telefonun nasıl geçmişteki Young Sook ile konuşmasına imkan verdiği açıklanmadı ve her iki kadında annesi ile ilgili olumsuz düşüncelere sahipti. Buda aslında Seo Yeon ve Young Sook'un aynı kişi olduğunu ve iki farklı benliğinin var olduğunu güçlendirir nitelikte. 

Eğer bu iki kadın aynı kişi ise tabi nasıl Seo yeon'un hala genç göründüğü konusunda kafalarımızda soru işaretleri uyanabilir. Bu filmde olan biten her şeyi belki de Se Yeon'un hayal dünyasın bir eseri olarak izledik. Sağlıklı benliğin bölünmüş benliğe karşı verdiği bir savaşa tanık olduk. 

Diğer bir yandan da Çilek satan adamın geçmişte öldüğünde nasıl gelecekten kaybolduğunu, Filmin ilk başında Seo Yeon'un saçları kısayken babasının ölümü engellenmesi üzerine saçları uzamışken yine babasının ölümü üzerine kısa saçlı haline geri dönmesi, annesinin ciddi bir rahatsızlığı varken geçmişte olayların değişmesi sonucu gelecekte nasıl hala sağlıklı olduğu gibi kafamda bir çok soru işareti kaldı. Yönetmen filmin içine çok fazla değişken eklediği için cidden bazı sahneleri anlamakta zorluk çektim..







Özetle;

The Call, 2 saatin çok hızlı geçtiği, konusunun ve filmde kullanılan görsel efektlerin çok iyi olduğu bir filmdi. bu filme dair iki farklı kurgu geçiyor zihnimde. Biri, filmin izlediğimiz hali. Geçmiş ve gelecekte yaşayan iki kadının arkadaşlıkla başlayan ilişkisinin zamanla kötü bir arkadaşlığa dönüşmesi. Diğeri ise Seo Yeon'un ve Young Sook'un aynı kişi olma ihtimali.Eğer ikinci ihtimal olan Seo Yeon ve Young Sook'un aynı kişi olması ise bu durumu geçmiş ve gelecekte yaşayan iki kadın olarak yansıtmaları enfes bir fikir olmuş. 

Hangi ihtimal gerçek bir çıkarım yapmak cidden zor. Bu filmi bir kere seyretmek sanırım filmi anlamak için yeterli olmayacak gibi. Final kısmının da biraz ucu açık kalmış olması, filmin sonunu seyiricinin getirmesi istenmiş ya da devam filmi için bir kapı açık bırakılmış gibi geldi bana. 

Park Hye Shin'in oyunculuğunu bu filmde beğendim ama Jeon Jong Seo'nun oyunculuğunu bir tık daha fazla sevdim filmde. Karakterinin ruhsal dünyasını ve geçişlerini başarılı bir şekilde yansıtmış.

Beklentilerimi fazlasıyla karşılayan bir film oldu. Bu filmi kesinlikle yeniden izleyeceğim. Gerilim filmi seviyorsanız eğer bu filme bir şans vermelisiniz..

                                            Filmin Fragmanı





Puanım 7/10


Bir başka postta görüşmek üzere, hoşçakalın :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyond Evil Dizi İnceleme Yazısı

Mr Sunshine Dizi İnceleme Yazısı

Mr Queen vs Go Princess Go Karakter Karşılaştırma Yazısı