İzlemesi Sıkıcı Olan Kore Dizileri Yazı Serisi II.

 

Merhabalar herkese ✋

Bugün sizlere izlemeyi büyük umutla ile başladığım fakat daha sonradan yarım bıraktığım kore dizilerinden biri olan Diary of a Night Watchman adlı yapımdan bahsedeceğim.

Kolay kolay izlediğim diziyi bırakmam ama bu diziyi ne yazık ki izlemeye devam edemedim..

Konusun oldukça ilginç ve başrol de Il Jung Woo olmasına rağmen  beklentilerimi ne yazık ki karşılayamadı.

Herkesin bir diziye başlarken bir beklentisi vardır. Kimi insan hoşça vakit geçireceği, sürekleyici bir türde yapım izlemek ister kimisi de sırf sevdiği oyuncu var diye.. 

Bazıları ise iyi bir senaryo'ya sahip olmasını ister.

Bir diğer etken ise beynimizin ise seçimlerimiz üzerine oldukça etkileyici rolüdür. Bizler o diziyi izlemeye karar vermeden bilinç dışı yöneticimiz, 11 saniye öncesinde bunun kararını çoktan verir. Lakin, beynimizin bilinçdışı bir seçimi olsa bir süre sonra umduğumuzu bulamadan yine o dizi izlemeyi bırakırız..

Genele baktığımızda ise bir dizi bize hitap etmezse  genelde o diziyi izlemeye devam etmiyoruz veya izlemeyi erteliyoruz, daha sonra izlerim bahanesi ile bir köşede bekletip, unutuyoruz. Bu yüzden yeni bir dizinin başlangıç sahneleri oldukça önem taşıyor. 

Bir diziyi izlerken, bundan keyif alıyorsak beynimizden ''Dopamin''adlı hormon salgılanmaya başlıyor ve vücudumuz bunu bir bağımlılık olarak deneyimliyor. Beğendiğimiz dizileri ardı ardına izlememizin sebeblerinden biri de işte bu salgılanan'' Dopamin''!

Şöyle bir çıkarım yapacak olursak, bir diziyi yarıda bırakma sebeplerimizden biri de izlediğimiz dizinin, dopamin salgılayacak kadar ilginç bulmadığımız yönünde olabilir mi? Güzel bir araştırma konusu olabilir, umarım ilerleyen günlerde bununla alakalı çalışmaları görebiliriz.

Şimdi dönelim dizimize, Kore dizilerinde gözlemlediğim kadarıyla dizilerin, ilk bir kaç bölümü oldukça heyecanlı ve dinamiktir. Tempo'yu yavaş bir şekilde düşürüyorlar. Onlara dair sevdiğim en güzel noktada bu sanırım. 

Dizimize dönecek olursak;

Dizi 2014 yapımı olan bu dizinin oyuncu kadrosunda Il Jung Woo, Seo Je Ji, U Know Munho, Kim Song Oh, Ko Song Hee'nin isimlerini görüyoruz.

Dizinin senaristleri ise Yoo Dong Yoon, Bang Ji Young, Kim Sun Hee 'dir.

Dizinin konusu ise;

Tarihi bir dönem dizisi olan dizi de Geceleri hayaletleri yakalamak için devriye gezen bir grup gencin hikayesi anlatılmaktadır. 

Il Jung Woo tarafından Prens Lee Rin karakteri canlandırılıyor. Küçük bir yaşta geçirdiği kaza sonucu ruhları görebilen Lee Rin, hiç istemeden kendini sarayda dönen oyunların içinde bulur.

Ko Sung Hee tarafından Do Ha karakteri canladırılmaktadır. Ablasının izini kaybeden Do Ha onu bulabilmek için gece bekçilerinin olduğu Hanyang'a gider. Ablası gibi bir şaman Do Ha kendini hiç beklemediği olaylar içinde bulur.

Kim Sung Oh tarafından Sadam adlı bir medyuma hayat vermektedir. Tek arzusu Ejderha Kralını yükseltmek olan Sadam bu hayalini gerçekleştirmek için gece bekçilerinden olan Prens Lee Rin ile bir çatışma içine girer.

U Know Munho tarafından Moo Seok karakteri canladırılmaktadır. Son derece dürüst bir yapısı olan Moo Seok kralın emri ile Prens Lee Rin'in koruması olur. Lee Rin gibi oda Do Ha'ya karşı bir takım hisler beslemeye başlar.

Gelelim neden bu diziyi izleyemedim?

Aslında hala izliyorum, yarım bıraktım diyemem. İzleme sebebim Il Jung Woo'nun bu dizideki rolünün çok hoşuma gitmiş olması. Mimikleri, replikleri ve karakteri gerçekten bu dizide kendisini bir tık daha fazla sevdim..

Kendisinin izlediğim bu 3. dönem dizisi. Üç dönem dizisinde Prens rolünde karşımıza çıktı ama hep tahta hakkı olmasına rağmen saraydan uzaklaştırılmış, keyfine oldukça düşkün bir prens karakteri oldu.

Sayın senaristler bir kere de dizinin başından direk Kral rolü verseniz Il Jung Woo'ya vallahi bence hak etti bu roller ile kendisi kral rolünü..

Dizi de çok fazla karakter var ve bu karakterleri takip etmek oldukça güç. Hangisinin rolü neydi, hikayedeki amacı ne gibi soruları sorarken beynim haliyle yandı..

Gece Bekçilerinin ortaya çıkması için neredeyse 10 bölüm bekledik.. Şahsen ben dizinin konusuna aldanıp, diziye başladım ama asıl konunun ortaya çıkması epey bir uzun sürdü, sıkıldım haliyle..

Kim Sung Oh, benim ballı çöreğim, The Secret Garden'ı izlediyseniz onu hatırlarsanız. O muhteşem mimiklerini ve komik hallerini. Bu dizi de oldukça farklı bir karakterde karşımıza çıktı, dizinin kötü adamı olan Sadam bence aşırı takıntılı ve aşağılık kompleksi olan bir adam. Kendisini izlerken DSM Tanı koyma kriterleri aklımda uçuştu.. Rolünü iyi oynamış mı oynamış ama bazı sahneleri aşırı uzundu, asıl hikayeden koptum..

Do Ah karakterinin ben ne yaptığını yada ne yapmak istediğini anlayamadım.. Ablanı bulmak ise amacın çok fazla diğer karakter ile yüz göz olmadın mı sevgili Do Ah? Hiç tanımadığın adamları odana toplama kısmına da takılmadım desem yalan olur, nasıl bir kaç kere gördüğünüz bir insanı böyle rahat bir şekilde yaşam alanınıza dahil edebilirsiniz ki? Belki bir düşman veya ablana zarar vermiş biri?! hayatta kalma iç güdüsü pek bir zayıf buldum kendisinin.. Lee Rin ile de hiç olmamışlar, kusura bakmayın senaristler..

Kralın üstünde hissettiği baskı sebebiyle akıl sağlığını yitirmiştir. Büyük olasılıkla paranoid şizofreni olan Krala üzülmemek oldukça zor.. Küçüklüğünden beri kardeşi olan Lee Rin'e duyduğu hısımlıki paranoid şizofrenin ilk temellerini atmış olabilir. Yetişkinliğinde ise en büyük düşmanı olarak onu görmeside hiç şaşırtıcı olmadı.  Sonu ne olacak çok merak ediyorum..

Genel olarak çok beğendiğim bir dizi olmadı, izlemeye Il Jung Woo için devam ediyorum..

Diziyi izlemeyi bitirirsem, umarım yine bu yazıyı güncelleyeceğim..

Hepinize İyi seyirler...

Miss. Psikolog